
Burum buram dumanı üstünde bir çıtı simit, yanında biraz beyaz peynir ve tavşan kanı bir bardak çay. Fast Food beslenme bizim için yüzyıllardır simit olmuştur.
Geleneksel kara fırınlarda özel yetişmiş simit ustaları tarafından pişirilen simit altın sarısı renginde olmalıdır.
Önce büyükşehirlerde yeni açılan simit saraylarında ise simitin her çeşidini bulmak mümkündür.
Ama benim için geleneksel sokaktan alınan simit bir başkadır.Çünkü simit sarayı gibi yerlerde simitin raf örünü uzatmak için içine katkı maddeleri katılmaktadır. Bu durum simitin o bildiğimiz bozmaktadır. Kültürümüzde fakir ve dar gelirli insanların yiyeceği olarak bilinen simit Türk yemek kültürünün önemli bir parçasıdır.
Simit ilk defa Fatih Sultan Mehmet’in zamanında
pişirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in veziri Şemsi Paşa
sarayda kadınların susamı kavurarak yediklerini görmüş,
bunun üzerine hamurları pekmez ve susama daldırtarak
simit haline getirilmesini sağlamış. Sonra padişaha sunarak
onay almış ve bu şekilde ilk kez sarayda üretilmiştir. O
dönemde sarayda un depolarına ‘simithane’, padişah fırınına
ise ‘simit fırını’ denilirdi.
0 yorum:
Yorum Gönder